Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi internet sitesinin tarihçe bölümünde[1], 1927 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara Adliye Hukuk Mektebinin, “fakülte“ adını alarak Ankara Hukuk […]
Devamını okuKategori: RESMÎ GAZETE
ATATÜRK’ÜN RESMî GAZETE’DE YAYIMLANAN SON KARARI
Atatürk’ün ölümünden önceki 07/11/1938 tarihli son kararı, Maliye Bakanlığı defterdar atamalarına ilişkindir. Karar, ölümünden sonra 18/11/1938 tarih ve 4066 sayılı Resmi […]
Devamını oku- NEDEN AYNI NUMARALI KANUNLAR BULUNMAKTADIRCumhuriyetin kuruluşundan (23/04/1920) itibaren tüm kanunlara numara verilmiş ise de iki dönemin başlangıcında (27/05/1960, 15/10/1961) numaralama işlemine yeniden 1 rakamından başlanılmıştır. Numaralama işlemine yeniden 1 rakamından başlanılmasının sebebi 27 Mayıs 1960 darbesini yapanların kurucu meclis kabulüyle ilgilidir.
- Anayasa Mahkemesinin Atilla Yazar ve diğerleri (B. No: 2016/1635, K.T.: 05/07/2022) kararında HAGB kurumunun getirilmesi ile birlikte beraat kararlarında azalma yaşandığına dair istatistiksel veriler eşliğindeki açıklaması şu şekildedir:HAGB kurumunun getirilmesi ile birlikte mahkumiyet kararlarında azalma yaşanacağı beklenirken beraat kararlarında azalma yaşanması dikkat çekicidir.
- “Türk dünyasında bilimi geliştirmek için neler yapmalıyız?[i]1. Birincisi, bilim, adaletin, özgür düşüncenin ve sorgulamanın olduğu ortamlarda yeşerir. Bunu unutmamak ve çocuklarımızı bu ruhla, bu alışkanlıkla büyütmemiz [...]
- Bilim Yapmak Genetik veya Zekâ Meselesi Değil, Gelenek MeselesidirAziz Sancar[i], 7 Haziran 2023’te Özbekistan’ın başkenti Semerkant’ta Türk Devletleri Teşkilatı Türk Üniversiteler Birliği Rektörler Özel Toplantısında yaptığı konuşmasından: “… [...]
- Tedarik Fiyatının Altında Sunum Yapmak Suretiyle Haksız RekabetBu yöntem, “tedarik fiyatının altında satış/sunum yapmak”, “tuzak fiyat” “tuzak reklam”, “zararına satış”, “göstermelik/yem ile aldatma”, “mostra ile avlama” olarak [...]
- Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi, 27/02/2012, E.2009/26494, K.3767CMK. nın 217/2. maddesi gereğince sanığa yüklenen suçun, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille ispatının mümkün olduğu ceza yargılamasında, bir delilin reddedilmesi için CMK. nın 206/2. maddesinde sayılan durumların dışında delilin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fizik kurallarına, herkesçe bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamdan edinilen karine niteliğindeki bilgilere aykırı olması ya da tanığın yalan söylediğinin ortaya çıkması gibi reddi için haklı, makul ve kabul edilebilir hukuki gerekçelerin gösterilmesinin zorunlu olduğu, tanıkların, katılanın babası ve halası olmasının, anlatımlarının reddedilmesinin tek haklı ve yasal gerekçesi olamayacağı gözetilmeden, ‘‘katılanın yakınları olması dikkate alınarak beyanlarına itibar edilmemiştir” şeklindeki yasaya ve hukuka uygun olmayan gerekçelerle savunmaya itibarla hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 06/03/2012, E.2011/380, K.74Yürürlükte bulunan mevzuata göre UYAP sisteminden diğer adli makamların olduğu gibi Yargıtay Dairelerinin de gerek nüfus kayıt bilgilerini gerekse diğer bilgileri çıkartarak kullanmasında ve kararlarına dayanak yapmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, usul ekonomisi de gözetilerek, yargılamaların süratle sonuçlandırılabilmesi için gerektiğinde temyiz aşamasında UYAP sistemi kullanılarak nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydı çıkarılmalı ve inceleme sırasında göz önüne alınmalıdır. Böylece yargılamaların gereksiz yere uzamasının önüne geçilebilecektir. Somut olayda, Özel Daire tarafından temyiz incelemesi sırasında dosyada bulunmayan sanığa ait nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının UYAP sistemi kullanılarak çıkartılması ve değerlendirilmesi olanaklı iken, bu husus gözardı edilerek yerel mahkeme hükmünün sadece bu yönden bozulmasına karar verilmesi, Anayasamızın 141. ve AİHS'nin 6. maddelerine aykırı olarak yargılamanın gereksiz yere uzaması sonucunu doğuracaktır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 13.12.2011 gün ve 232-258 ile 13.12.2011 gün ve 231-262 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır. Bu itibarla, UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının dosya içeriği ile sanığa ait olduğu anlaşıldığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 28/04/2015, E.2013/464, K.132Somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerle ispat edilebilmesidir. Bu itibarla, hukuka uygun olmayan arama işlemi sonucunda ele geçen delillerin hükme esas alınamayacağının belirlendiği olayda; sanığın tüm aşamalarda suçlamayı, aramada ele geçen şeylerin varlığını ve zilyetliğini kabul etmediği de gözetildiğinde dosyadaki hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller değerlendirme dışı tutulduğunda sanığın cezalandırılmasına yeterli delil bulunmamaktadır.
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 13/03/2012, E.2011/278, K.96Her şekle aykırılığın aynı zamanda bir hak ihlaline de yol açacağı şeklindeki bir kabul isabetli olmayacağından, "Cumhuriyet savcısı, iki ihtiyar heyeti üyesi veya iki komşu" bulunmadan yapılan bir aramada, CYY'nın 119. maddesine şekli bir aykırılık söz konusu ise de, herhangi bir hakkın ihlal edildiği söylenemeyecektir. Usulüne göre alınmış arama kararına istinaden, herhangi bir hak ihlaline neden olunmadan yapılan arama sonunda ele geçen delillerin, sadece arama sırasında bulunması gereken kişilerin orada bulundurulmaması suretiyle şekle aykırı hareket edildiğinden bahisle "hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil" sayılmaları ve mahkumiyet hükmüne dayanak alınmaması kabul edilemez.
- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 18/02/2000, E.1997/1, K.1506 sayılı Sosyal Sigortalılar Yasasına 11/08/1977 tarih ve 2098 sayılı Yasayla getirilen Ek-5. maddesinde düzenlenen itibari hizmet süresi; anılan Yasanın 108. maddesinde öngörülen sigortalılık süresine eklenebilir; ayrıca sigortalının prim ödeme gün sayısına eklenemez.
- Ankara Hukuk Fakültesinin adı 1931 yılında konulmuştur.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi internet sitesinin tarihçe bölümünde[1], 1927 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara Adliye Hukuk Mektebinin, “fakülte“ adını alarak Ankara [...]
- ATATÜRK’ÜN RESMî GAZETE’DE YAYIMLANAN SON KARARIAtatürk’ün ölümünden önceki 07/11/1938 tarihli son kararı, Maliye Bakanlığı defterdar atamalarına ilişkindir. Karar, ölümünden sonra 18/11/1938 tarih ve 4066 sayılı [...]