Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 06/03/2012, E.2011/380, K.74

ÖZET
Yürürlükte bulunan mevzuata göre UYAP sisteminden diğer adli makamların olduğu gibi Yargıtay Dairelerinin de gerek nüfus kayıt bilgilerini gerekse diğer bilgileri çıkartarak kullanmasında ve kararlarına dayanak yapmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, usul ekonomisi de gözetilerek, yargılamaların süratle sonuçlandırılabilmesi için gerektiğinde temyiz aşamasında UYAP sistemi kullanılarak nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydı çıkarılmalı ve inceleme sırasında göz önüne alınmalıdır. Böylece yargılamaların gereksiz yere uzamasının önüne geçilebilecektir. Somut olayda, Özel Daire tarafından temyiz incelemesi sırasında dosyada bulunmayan sanığa ait nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının UYAP sistemi kullanılarak çıkartılması ve değerlendirilmesi olanaklı iken, bu husus gözardı edilerek yerel mahkeme hükmünün sadece bu yönden bozulmasına karar verilmesi, Anayasamızın 141. ve AİHS’nin 6. maddelerine aykırı olarak yargılamanın gereksiz yere uzaması sonucunu doğuracaktır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 13.12.2011 gün ve 232-258 ile 13.12.2011 gün ve 231-262 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır. Bu itibarla, UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının dosya içeriği ile sanığa ait olduğu anlaşıldığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Sanık Üsamettin Demir’in kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCY’nın 81/1 ve 62. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan ise anılan Yasanın 13/1 ve 5237 sayılı TCY’nın 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 312 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.09.2009 gün ve 348-226 sayılı kasten öldürme suçu yönünden resen temyize tabi olan hükmün, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.09.2011 gün ve 2602-5203 sayı ile;

“12.02.2009 tarihli duruşmada sanığa ait nüfus ve sabıka kayıtlarının okunduğu belirtilmiş ise de belirtilen kayıtların dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, nüfus ve sabıka kayıtları getirtildikten sonra sanığa okunarak diyeceklerinin sorulması gerektiği düşünülmeden CMK.nun 209. maddesine aykırı davranılması” isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 25.10.2011 gün ve 84569 sayı ile;

“Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.09.2009 tarih ve 2008/348 Esas, 2009/226 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; sanığa ait nüfus ve sabıka kayıtlarının duruşmada okunduğunun duruşma zaptında açıkça yazılı olduğu görülmüş, temyize gelen dosyada her nasılsa sanığa ait nüfus ve sabıka kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. Sanığa ait nüfus ve sabıka kaydı uyap ortamından temin edilerek dosyaya konulmuş, sanığın sabıkasının bulunmadığı görülmüştür. Sanığın nüfus ve sabıka kaydındaki bilgiler ile duruşmada tespit edilen bilgilerin aynı olduğu, bilgiler arasında çelişki bulunmadığı tespit edilmiştir.

CMK’nun 209. maddesi ‘Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adli sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada okunur’ hükmünü içermektedir.

Yukarıdaki kanuni düzenleme çerçevesinde olaya bakıldığında; sanığa ait nüfus ve sabıka kaydının temyiz aşamasında dosyada bulunmaması üzerine uyap ortamından temin edilerek eksikliğin giderilmesinde yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı, esas bakımından sanığın aleyhine bir durumun söz konusu olmadığı, usul ekonomisine de daha uygun olduğu kanısına varılmıştır. Yukarıda belirtilen nedenlerle Yüksek Dairece hükmün onanması yönünde karar verilmesi gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yargılama dosyasında bulunmayan nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydının temyiz incelemesi sırasında Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi kullanılarak çıkartılması suretiyle eksikliğin giderilmesinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Soruşturma aşamasında kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısı ve sulh ceza hakimi tarafından sanığın savunmasının alınması sırasında düzenlenen tutanaklarda vatandaşlık numarası da dahil olmak üzere sanığın ayrıntılı kimlik bilgilerine yer verildiği ve iddianamede de sanığın ayrıntılı kimlik bilgilerinin gösterildiği,

Mahkemece savunması alınırken sanığın kimlik tespitinin yapıldığı, bu tespitte ayrıntılı kimlik bilgilerine yer verildiği ve iddianamenin de sanığa okunduğu,

Özel Dairece hükmün diğer yönleri incelenmeksizin verilen bozma kararından sonra, Yargıtay C.Savcılığınca UYAP sistemi kullanılarak alınan nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydının dosyaya eklendiği, bu kayıtlardaki bilgilerin sanığın soruşturma ve yargılama aşamasında tespit edilen kimlik bilgileri ile uyumlu olduğu ve bilgilerin birbirini doğruladığı,

Yargılamanın tüm aşamalarında sanığın, açılan dava ile ilgisinin olmadığına ilişkin itiraz ve savunmasının bulunmadığı,

Anlaşılmaktadır.

Anayasamızın 141/4. maddesinde; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu belirtilmiş, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesinde de davaların makul bir süre içinde bitirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP), yüksek mahkemeler de dahil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca adalet hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir.

Bu doğrultuda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinde; “Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır” şeklindeki düzenleme ile anılan bilişim sisteminin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 3. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde “Aile kütüğü”; “Nüfus olaylarına ilişkin kayıtların kağıt veya elektronik ortamda tutulduğu kütük”,

(k) bendinde “Kimlik Paylaşımı Sistemi”; “Genel Müdürlükçe merkezî veri tabanından ayrı olarak elektronik ortamda tutulan, Kimlik Paylaşımı Sisteminden yararlanacak kurumların istifadesine sunulan ve sınırlandırılmış bilgiler ihtiva eden aile kütüğü kayıtları”,

(m) bendinde; “Merkezî veri tabanı”; “Genel Müdürlükte elektronik ortamda tutulan aile kütüğü kayıtları”,

(n) bendinde “MERNİS”; “Merkezî veri tabanı ve Kimlik Paylaşımı Sistemini de kapsayan Merkezî Nüfus İdaresi Sistemi”,

(r) bendinde “Nüfus kaydı”; “Aile kütüğüne işlenmiş kişisel bilgiler”,

(s) bendinde “Nüfus kayıt örneği”; “Aile kütüğüne işlenmiş kişisel bilgilerin özetlerini gösterir belge” olarak tanımlanmıştır.

Anılan Yasanın 44. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi uyarınca, adli makamların nüfus kayıt örneklerini alma yetkisi olduğu vurgulanmış, “Kimlik ve Adres Paylaşımı Sistemlerinin kullanılması” başlıklı 45. maddesindeki “Bakanlık(İçişleri), Kimlik Paylaşımı Sistemi ve Adres Paylaşımı Sistemi veri tabanlarında tutulan bilgileri bu Kanunda belirtilen esas ve usuller çerçevesinde kurumlar ile diğer kişilerin hizmetine açabilir” hükmü ile de bu bilgilerin kullanılması düzenleme altına alınmıştır.

Bu düzenlemeler ile İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde “Kimlik Paylaşımı Sistemi” adı altında elektronik ortamda tutulan aile kütüğü kayıtlarından diğer kurumların ve bu kapsamda adli makamların da doğrudan yararlanmasının yasal dayanağı oluşturulmuştur.

Bununla birlikte 10.07.2005 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Kimlik Paylaşımı Sistemi Uygulama Yönetmeliğine dayanılarak, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı arasında 26.09.2006 tarihinde imzalanan protokole göre, “Uyap’ı kullanan tüm yargı birimlerinin nüfus bilgilerine ulaşabilmesi” olanağı sağlanmış olup, halen Yargıtay dahil olmak üzere tüm adli makamlardaki yetkili birimler, ilgili kişilerin nüfus kayıtlarına ulaşabilmektedir.

Yargıtay Özel Dairelerince verilen birçok kararda da UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneklerine dayanılarak eksiklikler temyiz aşamasında tamamlanmakta, bu belgelerin temin edilmiş olması nedeniyle yerel mahkeme hükümlerinin bozulması yoluna gidilmemekte ve bazı durumlarda düşme kararları verilmektedir. Bu bağlamda; UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneğine dayanılarak öldüğü anlaşılan sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCY’nın 64. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi, dosyada bulunmayan ve suç vasfının belirlenmesi açısından önem taşıyan mağdurlar ile sanıkların nüfus kayıt örneklerinin UYAP’tan çıkartılması nedeniyle bu eksikliğin bozma nedeni yapılmaması sürdürülen bir uygulamadır.

Öte yandan, duruşmada okunduğu belirtilen, ancak yargılama dosyasında bulunmayan nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydının temyiz aşamasında temin edilerek dosyaya konulması suretiyle bu eksikliğin giderilmesinin yargılama yasası kuralları açısından da ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu konuya ilişkin olarak 5271 sayılı CYY’nın “Duruşmada Okunması Zorunlu Belge ve Tutanaklar” başlıklı 209/1. maddesinde;

“Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adlî sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada okunur”,

“Delilleri Takdir Yetkisi” başlıklı 217/1. maddesinde;

“Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hakimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.

5237 sayılı TCY’nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmamış olması, sanığın ayrıntılı nüfus kayıt bilgilerinin iddianamede gösterilmesi ve dosya içeriğindeki belge ve bilgilerin birbirini doğrulaması karşısında, mevcut ve bilinen bir durumun belgelendirilmesi mahiyetindeki nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydının temyiz aşamasında çıkartılarak dosyaya konulması ortaya konulmuş yeni bir delil niteliğinde değildir. Dolayısıyla nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydı, bu özellikleri gözönüne alındığında CYY’nın 217/1. maddesi kapsamında değerlendirilemeyecektir.

Bununla birlikte sanığa ait nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının CYY’nın 209. maddesi uyarınca duruşmada okunması ve dosyada bulundurulması gereken belgeler arasında olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla duruşmada okunduğu belirtilen bu belgeler dosya içerisine konulmadan hüküm kurulmuş olması hukuka aykırıdır. Ancak her hukuka aykırılık bozma nedeni oluşturmamaktadır. 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 308. maddesinde sayılan hukuka mutlak aykırılık halleri dışındaki aykırılıkların bozma nedeni sayılabilmesi için esasa etkili olması gerekir. Esasa, yani yerel mahkemece verilen hükme etkisi olmayan nisbi hukuka aykırılık halleri ise bozma nedeni oluşturmayacaktır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Yürürlükte bulunan mevzuata göre UYAP sisteminden diğer adli makamların olduğu gibi Yargıtay Dairelerinin de gerek nüfus kayıt bilgilerini gerekse diğer bilgileri çıkartarak kullanmasında ve kararlarına dayanak yapmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, usul ekonomisi de gözetilerek, yargılamaların süratle sonuçlandırılabilmesi için gerektiğinde temyiz aşamasında UYAP sistemi kullanılarak nüfus kayıt örneği ve adli sicil kaydı çıkarılmalı ve inceleme sırasında göz önüne alınmalıdır. Böylece yargılamaların gereksiz yere uzamasının önüne geçilebilecektir.

Somut olayda, Özel Daire tarafından temyiz incelemesi sırasında dosyada bulunmayan sanığa ait nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının UYAP sistemi kullanılarak çıkartılması ve değerlendirilmesi olanaklı iken, bu husus gözardı edilerek yerel mahkeme hükmünün sadece bu yönden bozulmasına karar verilmesi, Anayasamızın 141. ve AİHS’nin 6. maddelerine aykırı olarak yargılamanın gereksiz yere uzaması sonucunu doğuracaktır.

Nitekim Ceza Genel Kurulunun 13.12.2011 gün ve 232-258 ile 13.12.2011 gün ve 231-262 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.

Bu itibarla, UYAP sistemi kullanılarak çıkartılan nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydının dosya içeriği ile sanığa ait olduğu anlaşıldığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.09.2011 gün ve 2602-5203 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın esastan incelenmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.03.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: www.corpus.com.tr