GRUNDNORM

“Kelsen, ilâhî ve tabiî hukuku reddetse de, aslında ikincisinin etkisinden kurtulamaz: Anayasa, tüm sistemin değil, sadece pozitif hukukun en üst düzeyidir. Onun da üstünde, pozitif hukukla açıklanamayan grundnorm (temel norm) vardır. İçeriğini aslî kurucu iktidarın belirlediği kavramı, “yerleşik sistemin yazısız genetik kodları” olarak niteliyoruz.”[1]

“Anayasalar meşruluğunu bu varsayımsal temel normdan alır. Belli bir toprak parçası üzerinde bir araya gelen insanları, kendi içlerinden bir grup insan örgütlenerek idare ederler. Örgütlenen grup “kamu gücüne” sahiptir. Böylelikle devlet kurulur. Kendiliğinden kurulan bu devletin örgütlenme biçimine ‘esas teşkilatına’; yani anayasasına hâkim olan zihniyet, anlayış; yani felsefe temel normdur. Görülüyor ki Kelsen’in temel normu, bildiğimiz klasik anlamda bir hukuk normu değil, bir yaşam görüşü, bir felsefedir. Devlet de Kelsen’in çok iyi gözlemlediği gibi politik ve sosyolojik bir olaya dayanmaktadır. O halde sosyoloji ve felsefeden kaçmak olanaksızdır. Tüm normlar piramidi bir sosyo-filozofik temel normdan gelmektedir.”[2]

Türk Toplumunun temel normu hakkındaki değerlendirmeler ve tartışmaları için bkz. 2 nolu dipnottaki tebliğ.


[1] Abdullah Sezer, “Normlar Hiyerarşisi ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri [Çok Boyutlu Normlar Piramidi Yaklaşımı],” Anayasa Yargısı Araştırmaları Merkezi, 36/1 (2019), s.354.

[2] Niyazi Öktem, “Hukuk Felsefesi ve Anayasa Yargısı,” (Başlığı ve tarihi tespit edilemeyen) Sempozyum Tebliği, Anayasa Yargısı Araştırmaları Merkezi, s. 269.