Yargıtay Onuncu Ceza Dairesi, 13/03/2023, E.2021/15489, K.2075

ÖZET
Devriye görevini ifa eden çarşı ve mahalle bekçileri tarafından şüphe üzerine sanığın sevk ve idaresindeki araç durdurulmak suretiyle araç içi ve sanığın kaba üst araması yapılması üzerine sanık tarafından üzerindeki uyuşturucu maddelerin kendi rızasıyla teslim edildiği, buna ek olarak 26.05.2020 tarihli olayda sanığın sevk ve idaresindeki araç şüphe üzerine durdurularak mahalle bekçileri tarafından kaba üst araması ve araç aramasının da yapılarak şoför koltuğunun altında hassas terazi ve uyuşturucu ticaretinden elde edildiği anlaşılan paranın bulunduğu anlaşılmıştır. Suç tarihlerinde yürürlükte olan 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’na aykırı şekilde adli arama yapma görev ve yetkisi bulunmayan çarşı ve mahalle bekçilerinin gerekli muhafaza tedbirlerini alarak olayı derhal en yakın adli soruşturma yapmaya yetkili mercilere haber vermeleri gerekirken, çarşı ve mahalle bekçilerinin bu şekilde delil elde etmeleri hukuka aykırı olup bu deliller Anayasa’nın 38 inci maddesinin altıncı fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükme esas alınamaz. Hukuka aykırı elde edilen deliller haricinde mahkûmiyetine yeterli başkaca delil bulunmayan sanığın beraati yerin mahkûmiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini

gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2021 tarihli ve 2020/265 Esas, 2021/51 Karar sayılı kararı ile İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/238 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/238 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.

B. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2021 tarihli ve 2020/238 Esas, 2021/98 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 15 yıl 7 ay hapis ve 31.240,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 26.05.2021 tarihli ve 2021/1130 Esas, 2021/1232 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,

Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,

Delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığına

Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Tüm dosya kapsamına göre; sanığın 26.05.2020 günü kullanmakta olduğu ….. plaka sayılı aracının şüphe üzerine görevlilerce durdurulduğu, sanığın üzerinden iki adet satışa hazır halde uyuşturucu olduğu düşünülen madde ile cep telefonu ele geçirildiği, araç içerisinden ise şoför koltuğunun altından bir adet hassas terazi ele geçirildiği, sonradan yapılan kriminal inceleme neticesinde hazırlanan ve dosyaya sunulan 09.06.2020 tarihli rapora göre ele geçen maddelerin eroin ve 6-MAM ve metamfetamin etken maddesi içerdiğinin tespit edildiği, birleşen dosyadaki olayda sanığın 22.01.2020 günü kullanmakta olduğu ….. plaka sayılı aracın görevlilerce durdurulduğu, üzerinden 7 parça uyuşturucu olduğu düşünülen madde ele geçirildiği, ele geçirilen uyuşturucu madde üzerinde yapılan 10.05.2020 tarihli kriminal inceleme sonucuna göre maddelerin uyuşturucu maddelerden 6-MAM, eroin ve metamfetamin maddelerini ihtiva ettiğinin tespit edildiği,sanığın pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı olmayan bir dönemde bu yöndeki yasak nedeniyle uyuşturucuyu toplu aldığı yönündeki gerçeğe aykırı beyanı, bununla birlikte değişen aşamalarda çelişkili beyanları, sanıktan ele geçen telefon üzerinde yapılan inceleme neticesinde tespit edilen yazışmaların ve özellikle sanık tarafından kendisine ait olduğu kabul edilen fotoğraf ve ses kaydına göre yazışmaların ve kayıtların uyuşturucu madde ticaretine ilişkin olması, her iki eylemde de sanıktan ele geçen uyuşturucu maddelerin çeşitli ve satışa hazır halde olması, 26.05.2020 tarihli aramada uyuşturucu madde ile birlikte hassas terazi ele geçirilmesi, her iki eylemdeki uyuşturucu maddelerin çeşitlerinin aynı nitelikte olması, tutanak tanıklarının tutanak içeriklerini doğrulaması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, hükümde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

01.2020 ve 26.05.2020 tarihlerinde verilen önleme araması kararlarına istinaden devriye görevini ifa eden çarşı ve mahalle bekçileri tarafından şüphe üzerine sanığın sevk ve idaresindeki araç durdurulmak suretiyle araç içi ve sanığın kaba üst araması yapılması üzerine sanık tarafından üzerindeki uyuşturucu maddelerin kendi rızasıyla teslim edildiği, buna ek olarak 26.05.2020 tarihli olayda sanığın sevk ve idaresindeki araç şüphe üzerine durdurularak mahalle bekçileri tarafından kaba üst araması ve araç aramasının da yapılarak şoför koltuğunun altında hassas terazi ve uyuşturucu ticaretinden elde edildiği anlaşılan paranın bulunduğu anlaşılmıştır.

Ceza muhakemesinin amacı; sosyal düzenin korunması ile kişilerin hak ve özgürlüklerine saygı arasında bir denge kurulması suretiyle, hukuken geçerli delillerle hiç bir duraksamaya yer vermeden maddi gereğin ortaya çıkarılmasıdır.

Suç tarihlerinde yürürlükte olan 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’na aykırı şekilde adli arama yapma görev ve yetkisi bulunmayan çarşı ve mahalle bekçilerinin gerekli muhafaza tedbirlerini alarak olayı derhal en yakın adli soruşturma yapmaya yetkili mercilere haber vermeleri gerekirken, çarşı ve mahalle bekçilerinin bu şekilde delil elde etmeleri hukuka aykırı olup bu deliller Anayasa’nın 38 inci maddesinin altıncı fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükme esas alınamaz. Hukuka aykırı elde edilen deliller haricinde mahkûmiyetine yeterli başkaca delil bulunmayan sanığın beraati yerin mahkûmiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 26.05.2021 tarihli ve 2021/1130 Esas, 2021/1232 karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Bozmanın niteliğine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.2023 tarihinde karar verildi.

Kaynak: www.corpus.com.tr